Bediüzzaman Said Nursî – Sait Okur

Said Nursi (1878-1960), Osmanlı İmparatorluğu’nun son döneminde ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında yaşamış önemli bir İslam alimi, düşünür ve yazardır^[1]^[4]. Asıl adı Sait Okur olan Nursi, doğduğu Nurs köyünden dolayı bu soyadını almıştır^[4].

Erken Yaşamı ve Eğitimi

Said Nursi, 1878 yılında Bitlis’in Hizan ilçesine bağlı Nurs köyünde dünyaya geldi^[1]^[4]. Yedi çocuklu bir ailenin dördüncü çocuğuydu^[1]. İlk eğitimini ağabeyi Molla Abdullah’tan aldı^[5]. Daha sonra çeşitli medreselerde eğitim gördü^[4]^[5].

Nursî, henüz çok genç yaşta olağanüstü zekası ve hafızasıyla dikkat çekti. 15 yaşındayken bir hocası tarafından kendisine “Bediüzzaman” (zamanın eşsizi) lakabı verildi^[1]. Üç aylık bir sürede medrese eğitimini tamamladığı ve 90 kadar İslami ilimler kitabını ezberlediği rivayet edilmektedir^[1]^[4].

Kariyeri ve Faaliyetleri

Said Nursi, gençlik yıllarında Doğu Anadolu’da çeşitli medreselerde ders verdi^[4]. 1907’de İstanbul’a gelerek, Doğu Anadolu’da modern bilimlerin de okutulacağı bir üniversite (Medresetü’z-Zehra) kurma fikrini padişaha sundu^[4]^[5].

I. Dünya Savaşı sırasında gönüllü milis alayı komutanı olarak Doğu Cephesi’nde savaştı ve 1916’da Ruslara esir düştü^[1]^[4]. 2.5 yıl esir kampında kaldıktan sonra kaçarak İstanbul’a döndü^[4].

Cumhuriyet’in ilanından sonra, yeni rejimin laiklik politikalarına muhalefet ettiği gerekçesiyle 1925’ten itibaren çeşitli sürgün ve hapis cezalarına çarptırıldı^[4]. Bu dönemde, en önemli eseri olan Risale-i Nur Külliyatı’nı yazmaya başladı^[1]^[4].

Eserleri ve Görüşleri

Said Nursi’nin en önemli eseri, 6000 sayfayı aşan Risale-i Nur Külliyatı’dır^[1]^[3]. Bu eser, Kur’an tefsiri niteliğinde olup, modern bilim ve felsefe ışığında İslam inancını savunmayı amaçlamaktadır^[3].

Nursi, İslam ile modern bilimin uzlaştırılabileceğini savunmuş, pozitivizm ve materyalizme karşı çıkmıştır^[2]. Eğitimde din ve fen bilimlerinin birlikte okutulması gerektiğini vurgulamıştır^[2]^[5].

Önemi ve Etkileri

Said Nursi, Türkiye’de İslami düşüncenin 20. yüzyıldaki en etkili temsilcilerinden biri olarak kabul edilir^[3]. Fikirleri ve eserleri, “Nurculuk” olarak bilinen bir hareketin doğmasına yol açmıştır^[4].

Nursi’nin eserleri 50’den fazla dile çevrilmiş ve dünya çapında milyonlarca takipçisi olduğu iddia edilmektedir^[9]. Türkiye’de İslam’ın yeniden canlanmasında önemli bir rol oynadığı düşünülmektedir^[9].

Hakkında İddialar

Said Nursi’nin hayatı ve fikirleri hakkında çeşitli tartışmalar mevcuttur. Bazı kesimler onu İslami bir yenilikçi ve barış savunucusu olarak görürken, diğerleri laik cumhuriyet ilkelerine tehdit olarak algılamıştır^[4]. Bu nedenle hayatının büyük bir kısmını sürgün ve hapiste geçirmiştir.

Said Nursi, 23 Mart 1960’ta Şanlıurfa’da vefat etmiştir^[1]^[4].

Kaynaklar

Diğer